Yarım asırlık değirmenin çarkları 'lezzet' için dönmeye devam ediyor

HATAY'da, dört kuşaktır zahirecilik yapan, yarım asrı aşkındır da klasik taşlı un değirmenleri ile tam buğday un üretimi yapan Mısırlıoğlu ailesi, taleplere yetişmeye...

Yarım asırlık değirmenin çarkları 'lezzet' için dönmeye devam ediyor
27 Aralık 2020 - 11:31 - Güncelleme: 27 Aralık 2020 - 11:31
HATAY'da, dört kuşaktır zahirecilik yapan, yarım asrı aşkındır da klasik taşlı un değirmenleri ile tam buğday un üretimi yapan Mısırlıoğlu ailesi, taleplere yetişmeye çalışıyor.


Antakya'da eski sanayi bölgesinde, taş değirmenlerinde üretime devam eden baba-oğul, taşlı un değirmenciliği kültürünü yaşatıyor. Ramiz Mısırlıoğlu (86) ve oğlu Mahmut Mısırlıoğlu (53) tarafından işletilen, klasik taşlı un değirmeninde tarlalardan saf halde gelen buğdaylar temizleniyor ve daha sonra taş değirmende tam buğday ve arpa un, yulaf un olarak işleniyor.


Zahirecilik ve değirmenciliği dedesinden öğrendiğini belirten Ramiz Mısırlıoğlu, dedesinin eski zahire pazarının köklü esnafından biri olduğunu ve kendisinin de Antakya'da köklü bir geleneği devam ettirdiğini ifade etti.


'YETİŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ'


Dedesinden öğrendiği mesleğini devam ettiren Mısırlıoğlu, 3 kardeş olarak bir değirmen kurduklarını ifade ederek, "Buralarda taş değirmen yoktu. 3 kardeş bu değirmeni kurduk. Birkaç sene birlikte çalıştıktan sonra onlar ayrıldı ben tek başıma devam ettim mesleğe tam buğday un üretmeye başladım. Bu dönemlerde yine zahire kültürü de devam ederdi. Sonradan insanlar beyaz un tüketmeye başladılar. Şimdilerde ise insanlar daha sağlıklı olduğu için tam buğday una yöneldi ve tam buğday yetiştirmek için daha fazla çalışıyoruz" dedi.


TAMAMEN DOĞAL


Taş değirmenlerin çalışma mekaniğinin günümüz teknolojisi ile üretilenlerden daha farklı olduğunu dile getiren Mısırlıoğlu, "Taş değirmenler buğdayı kepeği ile beraber öğütüyor. Yeni değirmenler daha farklı çalışır, kabuğu çıkarır savurur beyaz un çıkartır. Tam buğday unu daha esmer çıkar, doğaldır ve sağlık yönünden en güzel un budur. Katkısı yok, olduğu gibi buğdayı temizliyoruz ve öğütüyoruz. Bu değirmende öğütülmüş tam buğday ununda çok fayda vardır"  diye konuştu.


Mesleği atalarından nasıl öğrendiyse aynı şekilde devam ettirdiğini belirten ve ilerleyen yaşına rağmen hala ilk günkü heyecan ile çalıştığını söyleyen Mısırlıoğlu, mesleğini çok sevdiğini ve bir geleneği yaşattığı için çok mutlu olduğunu söyledi. Mısırlıoğlu, değirmende Fransızlar zamanında Ermeni ustalar tarafından deve derisinden yapılan 100 yıllık un elekleri de bulunduğunu ve eskiden buğdayın bu eleklerde temizlendiği belirtti.


'UZMANLAR, TAM BUĞDAY UNUNA YÖNLENDİRİYOR'


Mesleği babasından öğrenen ve yaklaşık 40 yıldır klasik taşlı un değirmeninde çalışan Mahmut Mısırlıoğlu, taşlı un değirmenlerinin yeni sistem değirmenlerden çok farklı olduğunu ve 2 bin-3 bin yıl önce unun nasıl çekiliyorsa taş değirmende de o şekilde üretildiğini söyledi.


Tam buğday ununa yoğun bir talep olduğunu belirten Mahmut Mısırlıoğlu, "Şu an tüm uzmanların tercihi ve yönlendirmesi tam buğday ununa. Biz tam buğday unu haricinde, yulaf unu, çavdar unu, glütensiz karakılçık unu ve arpa ununu da çıkartıyoruz. Fabrikalar bunu yapamazlar, bizim ürettiğimiz tüm bu ürünlerde hiçbir katkı maddesi yok. Olduğu gibi tamamıyla doğal. Buğday geldiği gibi temizlenir ve taş değirmende un haline gelir" dedi.

 

 

 

 


DHA

FACEBOOK YORUMLAR