Video konferans ile 'Covid-19 ve Ötesi Sempozyumu' düzenlendi

GEBZE Teknik Üniversitesi (GTÜ) Teknoloji Transfer Ofisi ve Biyoteknoloji Enstitüsü tarafından video konferans yöntemi kullanılarak 'Covid-19 ve Ötesi' başlıklı sempozyum...

Video konferans ile 'Covid-19 ve Ötesi Sempozyumu' düzenlendi
22 Nisan 2020 - 21:12 - Güncelleme: 22 Nisan 2020 - 21:12
GEBZE Teknik Üniversitesi (GTÜ) Teknoloji Transfer Ofisi ve Biyoteknoloji Enstitüsü tarafından video konferans yöntemi kullanılarak 'Covid-19 ve Ötesi' başlıklı sempozyum düzenlendi.Gebze Teknik Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve Biyoteknoloji Enstitüsü'nün ortak çalışması ile video konferans yöntemi ile sempozyum düzenlendi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülfer Okumuş ile Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Adaman'ın konuşmacı olarak katıldığı sempozyumda, moderatörlüğü ise Gebze Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Kurnaz yaptı. Yaklaşık 100 kişinin canlı olarak takip ettiği video konferans sempozyumunda Prof. Dr. Gülfer Okumuş, Covid-19 hastalığının genel seyri ve korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Fikret Adaman ise salgın sonrasında dünyanın ekonomik gidişatı ve ortaya çıkması muhtemel gelişmelerden bahsetti. 
Hastalığın tanı sürecinde izlenilen yolu anlatan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülfer Okumuş, hastalıktan korunmak için maske takmanın önemli olduğunu vurgulayarak, "Burada hastalığa yakalanmamaktan ziyade önemli olan şey, kendimizi korumak ve çevremizi korumak. Dünya Sağlık Örgütü'nün de aldığı son kararlar doğrultusunda maske ile dolaşmak gerekiyor. Niye maske ile dolaşmalıyız? 'Ben hasta değilim, neden maske takıyorum?' diye düşünebilirsiniz. Ancak sizin bulunduğunuz ortamda hasta olan birinin olup olmadığını bilmiyoruz. O nedenle, bulaşmayı önlemek için her iki taraf da maske taktığı zaman yüzde 1,5 altında bir bulaşmadan söz edebiliyoruz. Şu an için Türkiye'deki ve dünyadaki ölüm hızına baktığımızda yüzde 2 kusürlerde seyrediyor. Bu hastalık normal gripten çok daha hızlı bulaşabiliyor ve biraz daha yüksek bir ölüm riski var." dedi. 
'SİSTEMİN SORGULAMASINA GİDİLMESİNDE YARAR VAR'
Dünya genelinde hem özel sektör hem de kamunun salgın öncesinde yaptığı hazırlıkların yetersiz olduğunu belirten Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Adaman, "Malum bu pandeminin çok ciddi bir ekonomik boyutu da var. Gerek maliyetler açısından, gerek 'Bu işin öncesinde dünya bu pandemiye ne kadar hazırlıklıydı? sorusuna vereceğimiz cevapların arka planında ekonomi çok önemli bir yer teşkil ediyor. Neredeyse 40 yıldır yaşamakta olduğumuz sistemin bu pandemi öncesinde ne kadar iyi hazırlık yaptığı ve pandemi cevap vermesi gerektiği gibi cevap verdiği sorularına vereceğimiz yanıt maalesef iyi değil. Kötü bir performans gösterdi. Dolayısıyla, herhalde şu andan itibaren içinde yaşanılan sistemin bir sorgulamasına gidilmesinde yarar var. Şüphesiz özel sektör bu işin içinde ama en azından pandemi gibi olma ihtimali belli bir olasılıkta olan, tam da bilemediğimiz bir duruma ne kadar kaynak harcayıp, özel sektör olarak bunun önlemlerini alacaksınız? Bunun ne kadarını kamudan bekleyeceksiniz? Bunlar önemli sorular. 2005'ten beri, 'Böyle bir risk var. Bizim hazırlıklı olmamız lazım' uyarılarına karşı dünya genelinde kamunun çok da adım atmamış olması dikkate almamız gereken bir husus." diye konuştu. 
'DAHA FAZLA ZENGİNLİK MUTLULUK GETİRMİYOR'
Koronavirüs salgını sırasında ekonomilerin küçüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Adaman, konuşması şöyle sürdürdü: 
"Aslında istemeden, son derece de adaletsiz bir şekilde şöyle bir sürece girdik. Ekonomiyi küçülttük. Belki de herkes şunu bir müddet düşünmek zorunda. Bütün bu adaletsizliklerin ışığı altında bunu düşünmemiz lazım. Aslında o kadar har vurup harman savurmadan, o kadar da aşırı tüketime gitmeden yaşayabilmek de mümkün. Dolayısıyla belki biraz daha dinlenerek, belki biraz daha evde zaman geçirerek, belki biraz daha mütevazi hayatlar kurarak bunu yapmamız mümkünmüş. Belki çok sıkıntılı bir süreç. Kimi kesimler bunun maliyetini çok aşırı bir şekilde yüklenmiş durumdalar ama acaba daha mütevazi hayatlara geçmek de mümkün değil mi? Özellikle Avrupa, Amerika, Kanada gibi kısmen Türkiye'nin de belli kesimlerini içine koymak durumundayım. Bu soruyu sormamız lazım. Daha fazla zenginlik, özellikle ilerlemiş ülkeler için mutluluk getirmiyor. 'Eğer tüketime vahşi bir şekilde saldırmamış olsaydık bu pandemi bu kadar hızlı yayılır mıydı? Hatta en başta bu pandemi ortaya çıkar mıydı?' sorularını sormalıyız." 

 
DHA

FACEBOOK YORUMLAR