Türk profesör koronanın en büyük dostunu açıkladı! Hepimizin evinde baş köşede
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Mutlu, korona virüsten en çok etkilenen gruplar ve bunun nedenleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Editör: Hayran Kaldım
05 Kasım 2020 - 14:54
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Mutlu, korona virüs ölümleri ile ilgili konuştu.Prof. Dr. Mutlu, özellikle Türk yemek kültüründe yer alan ve sofra kurulduğunda en fazla ihtiyaç duyulan ürünlerden biri olan tuz ile korona virüs arasındaki ilişkiye dikkat çekti.Mutlu, "Dünya Sağlık Örgütü günlük tuz tüketimini 5 gram ile sınırlamıştır. Bu hedefe ulaşabilirsek erişkinlerin her üçünden birinde izlediğimiz hipertansiyon ve buna bağlı kalp damar hastalıkları ve özellikle inme ve kronik böbrek hastalıkları oranlarımızı ise büyük ölçüde azaltmış ve kontrolünü sağlamış oluruz" dedi.
Mutlu, sigara kullanımıyla kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm oranlarının nerdeyse 2 kat artığını ve bırakılmasından sonra oranın yıllar içerisinde azaldığını dile getirerek, şöyle devam etti: "Elektronik sigara kullanımında risk faktörü olduğu ayrıca gösterildi. Ülkemizin önemli diğer risk faktörü ise yetersiz fiziksel aktivitedir. Haftada 150 dakika orta derecede fiziksel aktivitenin iskemik kalp hastalığı riskini yüzde 30, diyabet riskini yüzde 27 oranında azalttığı saptandı. Ayrıca kilo kaybı, kan şekeri ve kan basıncı kontrolünü artırdığı, kan yağlarında insülin duyarlılığında düzelmelere neden olduğu belirlendiğinden etkisi artarak devam eden bir faktördür. Düzenli egzersizin strese karşı da katkı sağladığını gösteren çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Aynı zamanda sağlıksız beslenme ve tuz tüketimi ülkemizdeki en önemli problemlerden ikisidir. SALTurk çalışmasına göre, ülkemiz yaklaşık 15 gramlık günlük tuz tüketimi ile dünyada ilk sıralarda yer almaktadır.
COVID-19’UN VÜCUDU YIKTIĞI ORGAN AKCİĞER
Tütün ve elektronik sigara, akciğer kanseri, solunum yolu hastalıkları gibi birçok sağlık problemine yol açarken, bu hastalıklara sahip bireyler korona virüs için riskli grupta yer alıyor.COVID-19’a karşı alınacak en temel önlemlerden birinin tütün ürünlerinin ve elektronik sigaranın kullanımına son verilmesi olduğunu belirten Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Doç Dr.H. Volkan Kara şunları söyledi:
"Tütün, elektronik sigara, nargile ve ısıtılmış tütün ürünlerinin genel vücut sağlığına ve tüm organlarımızın fonksiyonlarına olumsuz etkileri olduğunu hepimiz biliyoruz. Tütün dumanı ve elektronik sigaralarda solunan aerosolü, bağışıklık sistemini baskılayarak fonksiyonlarını bozuyor. Bu nedenle dumana maruz kalmak, akut ve kronik hastalıklara neden oluyor. Ayrıca duman akciğerde öksürük refleksini bloke ederek, ciddi enfeksiyonlara yol açabilen virüs ve bakterilerin solunum yolları ve akciğerde tutunmasını kolaylaştırıyor. Gelişmelerden görüyoruz ki, COVID-19’un vücudu yıktığı organ akciğer olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle korona virüse karşı alınacak önlemlerin başında tütün ürünleri ve elektronik sigara kullanımına son vermek geliyor."
PASİF İÇİCİLER DE KORONA VİRÜS RİSKİ ALTINDA
Hastalığın ilk görüldüğü ve yüksek vaka sayılarına sahip Çin’de hastalığın sıklığı, tedaviyi geciktirme, etkisizleştirme ve ölüm oranlarında tütün kullanımıyla 14 kat artışla somut ilişkili olduğunun akademik çalışmalarla ortaya konduğunu vurgulayan Kara, "Aktif içiciler kadar pasif içicilerin de risk altıda olduğunu unutmamak gerekir. Böylesine ciddi bir toplum sağlığı sorunu tütün kullanımıyla hem kullanıcısı hem de pasif içiciler için daha ağır sonuçlar doğurabilir. Aktif içicilere hem kendilerinin hem de sevdiklerinin sağlığı için bu riskli dönemi tütün elektronik sigara ve nargile kullanımını bırakma ve tam dumansız ortamlara geçme çağrısında bulunuyoruz." dedi.
KORONA VİRÜSTEN KORUNMAK İÇİN TUZLU SU İLE GARGARA YAPMAK YARARLI MIDIR?
Sadece korona virüs değil, üst solunum yollarıyla bulaşan bütün virüsler tuzlu su tarafından olumsuz etkilenmekte ve bulaşıcılıkları azalmaktadır. Bu özellikle virüsü alıp hasta olmuş insanlarda gerek boğazdaki ağrıyı gerek o bölgedeki sorunu hafifletmek için kullanılır.Bazı durumlarda da özellikle mantar enfeksiyonlarında da karbonatlı su kullanımı yarar sağlamaktadır. Ancak bunların oranları çok düşüktür. 200 mm su içerisine 1 veya 1,5 gramlık tuz atmak yardımcı olacaktır. Bunun fazlasını kullanmak boğazda ciddi tahrişe yol açar ve birçok mikrobun da işini kolaylaştırabilir.Bu nedenlerle her hastanın, hasta olduğunda hekime sorarak kendisi için uygun olan tedavi ve korunma yöntemlerini kullanması yerinde olacaktır. Gün içerisinde birkaç kere yoğun tuzlu suyla gargara yapmak, hiçbir zaman hastaların toplumdan ayrı bir yerde takip edilmesi veya ellerin sabun veya alkollü dezenfektanlarla temizlenmesi kadar etkili olmayacaktır.
FACEBOOK YORUMLAR