Tarladayken satılan Osmanlı çileğinde talebi karşılayamıyorlar

 ZONGULDAK'ın Ereğli ilçesinde, aroması, rengi ve tadı ile diğer çilek türlerinden farklı olan, yöreye özgü Osmanlı çileğinin hasadına başlandı. 'Padişah sofrası meyvesi' olarak...

Tarladayken satılan Osmanlı çileğinde talebi karşılayamıyorlar
15 Mayıs 2020 - 09:40 - Güncelleme: 15 Mayıs 2020 - 09:41
ZONGULDAK'ın Ereğli ilçesinde, aroması, rengi ve tadı ile diğer çilek türlerinden farklı olan, yöreye özgü Osmanlı çileğinin hasadına başlandı. 'Padişah sofrası meyvesi' olarak adlandırılan ve adını da buradan alan çileğin kilosu, 40 TL'den satışa sunulurken, tarladaki çileklerin tümü ön siparişlerle satıldı. Osmanlı Çileğini Yaygınlaştırma ve Üreticiyi Koruma Derneği Başkanı Şaban Çetinkaya, en pahalı çilek türü olmasına rağmen talebi karşılamakta güçlük çektiklerini söyledi.
Ereğli'ye özgü yöresel meyve olan Osmanlı çileği, sadece Kocaali Mahallesi ve bazı köylerde yetiştiriliyor. Mayıs ile haziran aylarında hasadı yapılan ve narin yapısı nedeniyle tek tek özenle toplanan Osmanlı çileği, pazara inmeden tarlada satılıyor. Geçen yıl olduğu gibi bu sene de kilosu 40 TL'den satışa sunulan Osmanlı çileği, kendine özgü kokusu ve aromasıyla diğer çileklere göre daha lezzetli olmasıyla öne çıkıyor. Osmanlı çileği, ayrıca kozmetikten gıdaya kadar farklı birçok sektör üreticileri tarafından da talep ediliyor. 'Padişah sofrası meyvesi' olarak bilinen Osmanlı çileği, rivayete göre, padişahların sofralarından eksik olmamasının yanı sıra Osmanlı Devleti zamanında padişahlara ve yabancı devlet adamlarına hediye olarak gönderiliyordu.
'UNUTULMAKTAN KURTARDIK'
Osmanlı çileği üretiminin artırılması için kurulan Osmanlı Çileğini Yaygınlaştırma ve Üreticiyi Koruma Derneği, 5 dönüm arazi üzerindeki üretimine rağmen taleplere yetişemiyor. Dernek, bu yıl çilek üretiminin yanında fide üretimine de geçerek, Osmanlı çileğinin üretiminin artırılması için çalışmalar yapıyor. Dernek Başkanı Şaban Çetinkaya, Osmanlı çileğinin, yörenin ikliminde yetişebilen çok özel meyve olduğunu söyledi.
Osmanlı çileğinin yanı sıra fide de yetiştirdiklerini ancak taleplere yetişemediklerini söyleyen Çetinkaya, "Ereğli bölgesinde yetişebilen Ereğli iklimine adapte olan güzel bir meyve. Hatta bu padişahların yiyeceği diye de anılıyordu. Böyle bir güzel meyve koruyamadan yok olma sürecinde 20- 30 yıllık süreçte değerini koruyamadan yok olmaya doğru gidiyordu. Biz çalışmalarımızla meyveyi unutulmaktan kurtardık" dedi.
DALINDA SATILDI 
Geçen yıl 1,5 ton ürün elde ettiklerini, bu yıl ise 2 ton ürün beklediklerini belirten Çetinkaya, "Osmanlı çileğine o kadar talep yoğun ki yurt dışında da zaman zaman talepler geliyor. Biz ancak her talebe neredeyse olumsuz yanıt vermek zorunda kalıyoruz. Çünkü Osmanlı çileği hem sofralık bir meyve olduğu kadar sanayi için yarı mamul bir üründür. Gıda sektörü ve diğer ilaç sektöründen tutunda birçok alanda kullanım alanları mevcut. Bunlar için insanlar tonlarca Osmanlı çileği talep ediyorlar. Örneğin; bir dondurma yapılacağını düşünsek tonlarca meyveye ihtiyaç var. Biz buradaki üretimimiz tonlarca olmadığı için bu taleplere cevap veremiyoruz. Ancak bölgemizde yetişen ürün miktarı kadar çok özel noktalara hediyelik olarak gönderilebiliyor. Kilosu dünyanın en pahalı meyvesi diyebiliriz. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 40 TL'ydi. Zaten dalında satılmış oluyor. Şu an yeni bir sipariş gelse ona cevap veremiyoruz" diye konuştu. 
DHA

FACEBOOK YORUMLAR