Sakarya'da havai fişek yüklü kamyonda patlama: 3 şehit, 12 yaralı
ADLİ VE İDARİ SORUŞTURMA İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adapazarı'nda 3 askerin şehit olduğu, 12 kişinin yaralandığı patlamayla ilgili olarak açıklamada bulundu. Bakan Soylu...
Editör: Hayran Kaldım
09 Temmuz 2020 - 22:13 - Güncelleme: 09 Temmuz 2020 - 22:13
ADLİ VE İDARİ SORUŞTURMA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adapazarı'nda 3 askerin şehit olduğu, 12 kişinin yaralandığı patlamayla ilgili olarak açıklamada bulundu. Bakan Soylu patlayıcı, yanıcı, üretim ruhsatı olan havai fişek fabrikasında patlama meydana geldiğini belirterek, "Geçen hafta Cuma günü Hendek ilçemizde bir patlayıcı, yanıcı, üretim ruhsatı olan bir havai fişek fabrikasında patlama meydana geldi. Acı kayıplarımız oldu. Onlara tekrar huzurunuzda Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılarımız vardı, onlara da şifalar diliyorum. Hemen akabinde bizde buradayken adli ve idari soruşturmalar başladı. Adli soruşturma sayın başsavcımızın koordinasyonunda, idari soruşturmalar hem Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın çalışması açısından, diğer taraftan da bu ruhsatları veren takip eden valiliğimiz açısından da bir taraftan Mülkiye Teftiş Kurulumuz tarafından başladı. Akabinde arkadaşlarımız geldi ve çalışmalarını burada gerçekleştirdiler." dedi.
Bakan Soylu patlamanın yaşandığı fabrikadaki patlayıcıların imhasıyla ilgili şu açıklamada bulundu:
"Tabi bu olayın akabinde hem orada var olan depolanmış, hem orada hazır durumda bulunan birtakım patlayıcılar var, onların oradan taşınması gereklidir. Bu konuda valimiz, başsavcımız, tüm yetkililer bir araya geldiler, her gün ortak koordinasyon yaptılar. Bu patlayıcıların orada taşınması ve bir yerde imha edilmesi hususunu karara bağladılar. Ardından özellikle bu konularda ülkemizde çok yetkin olan jandarmamıza bağlı patlayıcı maddeleri imha timlerimiz var bizim, kısa adı PAMİT, PAMİT'ler geldi, olay olduğu zaman da geldiler ve onlar bu hem naklin, hem imhanın, hem taşımanın bütün bu sürecini sayın savcılığımızın koordinatörlüğünde gerçekleştirmek üzere çalışmalarına başladılar. Yaklaşık 15 tonluk bir patlayıcıyı veya 16,5 tonluk bir patlayıcının taşınması hususunu değerlendirdiler ve ardından bugüne kadar 15 tonluk bir patlayıcıyı iki ayrı taşocağına taşınmaya başladı ve orada da imhası vardı. Niye ayrı taşocağı? Birisinde özellikle havai fişeklerle patlamasında ormana yakınlık söz konusu olduğu için diğer taşocağı da ormana biraz daha uzaklık söz konusu olduğu için bu konuda daha emniyetli daha güvenli olabileceği konusunda bir değerlendirme ortaya koydular. Maalesef bugün neredeyse bu söylediğim patlayıcıların bitmesine yakın müessif, bizi de çok üzen, memleketimizi de çok üzen bir olayla karşı karşıya kaldık. Orada 3 jandarma personelimiz, 2'si PAMİT timine mensup, birisi de orada güvenliği almakla görevli olan 3 jandarma personelimiz şehit oldular. Onlara Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. İlk etapta 12 yaralımız var idi ama bu 12 yaralıdan 3'ünün durumunun farklı olduğunu ifade etmiştim, birinin de ağır olduğunu söylemiştim. Şimdi hastanelerde 6 yaralımız kaldı. Biri aracı süren Hendek Belediyesi'nde çalışan şoförümüz, 2 de jandarma personelimiz de hafif, toplam 6 yaralımız hastanede tutuluyor. Onlara da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz" diye konuştu.
RUHSAT ASKIYA ALINDI
Bakan Soylu havi fişek fabrikasının ruhsatının askıya alındığını belirterek, alınan kararı şöyle açıkladı:
"Tabi Mülkiye Teftiş Kurulumuz da, aynı zamanda başsavcılığmız da kendi adli ve idari soruşturmalarını devam ettiriyorlar. Bugün öğleden sonra biz Mülkiye Teftiş Kurulunun en azından ilk etapta gördüklerini değerlendirmek üzere Ankara'da bir değerlendirmemiz olacaktı. Ama bu olay olunca ben de onlar da ardından buraya intikal ettiler. Ve olayda neler gördüklerini ilk etapta tespit ettiklerini benimle paylaşacaklardı. Bu patlama olduktan sonra da burada tekrar hep birlikte bir değerlendirme yaptık. Burada yaptığımız değerlendirme çerçevesinde bir kararı da kendi aramızda değerlendirdik. Özellikle can ve mal güvenliği açısından bu tip işletmelerin kurulumuna cevaz veren tüzük açısından neler yapılabileceğini yaptığımız değerlendirmelerde ortaya koyduk. Yaptığımız değerlendirmeler şunlardı: birincisi 87 yılında özellikle patlayıcı, yanıcı, depolama, üretim gibi oluşturulan bir tüzüğün çerçevesi içerisinde burada faaliyet gösteren havai fişek fabrikasından bahsediyoruz. Burada bu çerçevede Mülkiye Teftiş Kurulumuzun bulmuş olduğu birtakım değerlendirmeler var, bu değerlendirmeler teklif ediyorlar, diyorlar ki bunun çalışma izninin ilk önce askıya alınması, ardından da iptal edilmesi hususunu teklif ediyorlar. İkincisi ise buranın yani patlayıcı ve yanıcı üretim tesisi olarak imarda uygunluğunun ortadan kalkması hususu değerlendirildi. Onu da çevre ve Şehircilik Bakanımızla Sayın Murat Kurum bakanımızla hemen değerlendirdik, istişare ettik. Hem teftiş kurulunun teklif ettiği, valiliğin uhdesinde olan bu patlayıcı ve yanıcı, depolayıcı, üretim izninin olduğu çalışma izni askıya ardından iptalinin gerçekleştirilecek adımın atılması ve diğeri de imar planının o alan için resen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından değiştirilmesi hususu, bu değerlendirmeleri yaptıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza da bu değerlendirmeleri arz ettik. Ve o da talimatıyla ortaya çıkan değerlendirmelerin gereğinin yerine getirilmesi talimatını verdi. Bunun üzerine arkadaşlarımız gerekli çalışmaları yaptılar. Teftiş Kurulu kararı ve tavsiyesiyle Valiliğimizce önce ruhsat askıya alındı, ardından iptal işlemlerini gerçekleştirilecek. İkincisi ise yine Çevre ve Şehircilik Bakanımızın talimatıyla buranın imar izninin iptali gerçekleşmiş olacak. Son günlerde yaşadığımız, Sakarya'mızı, ülkemizi ve insanlarımızı üzen bu meselelerle ilgili hem adli hem idari çalışmalar neticesinde çıkan sonuçlara yönelik nereye vardığımızı ve nasıl sonuçlar aldığımızı kamuoyuna arz etmeyi de kendimize bir görev olarak addediyoruz."
'KİMİN EN UFAK BİR İHMALİ SÖZ KONUSUYSA HERKES BİLMELİDİR Kİ BUNUN GEREĞİ YERİNE GETİRİLECEKTİR'
İhmal varsa bunun gereğinin yerine getirileceğini ifade eden Bakan Soylu, "Elbette ki bizim için temel olan insanımızın güvenliğidir. Bunun için her türlü adımı atmak bizim temel sorumluluğumuzdur. Ayrıca başka bir sorumluluğumuz da var, hepimiz insanız ve canız. Bir kişinin tırnağına bir şey gelse dahi bu ülkeyi yönetenler olarak kendi yükümlülüklerimizin farkındayız. Bunun için buradan kamuoyumuza, Sakarya'mıza ve milletimize ifade etmek isteriz ki; burada kimin en ufak bir ihmali söz konusuysa herkes bilmelidir ki bunun gereği yerine getirilecektir. Var olan hadise canımızı yakmıştır ama tekerrürü bizi bambaşka bir sorumluluğun altına iter ki bu insan olarak da, yönetici olarak da bizim için de ülkemiz için de zor bir durum olur. Özellikle bu konuda ihmali olanlarla ilgili zaten özellikle tutuklama konusunda fabrika yöneticileri için gerekli kararları başsavcılığımız ve adalet mekanizmamız yerine getirmiştir ama diğer süreçlerde aynı şekilde devam edecektir." diye konuştu.
'PATLAYICI KONUSUNDA JANDARMA VE POLİS OLARAK EN İYİ NOKTADAYIZ'
Bakan Soylu havai fişeklerin neden jandarma tarafından taşındığı yönündeki soruyu şöyle cevapladı:
"Bu belirli bir çerçevede gerçekleştiriliyor. Buradaki temel mesele kamu güvenliğinin sağlanmasıdır. Burada hem jandarmamız hem polisimiz kolluk kuvvetimizdir ve temel görevleri ise kamu güvenliğinin tesis edilmesidir. Bu olaya özellikli olarak da başka bir bakış açısı var o da şudur; Buradan bunların muhafazasını, naklini yapmak üzere görevlendirilen kişiler, kurallar ve kanunlar çerçevesinde uzman kişilerdir. Bu da bizim kolluk kuvvetimizde vardır, muadili söz konusu değil. Başsavcılığımız koordinesinde yönetilen bir durumdur ve başından beri böyledir. Jandarma bölgesi olması nedeniyle jandarmadadır. Bizim de PAMİT timlerimiz var, patlayıcı konusunda jandarma ve polis olarak en iyi noktadayız ve bizden daha iyi bu işi yapabilecek, kamu güvenliği ve işin sağlığı açısından kimse yok. Biz mayınların sınır ötesi ve kendi sınırlarımızda temizlenmesi, Allah muhafaza tüm bomba olaylarında tedbir ve önlenmesi konusunda da hem emniyetimizin hem jandarmamızın kendine ait birimleri var ve bu konuda da yetkindirler. Böyle bir durumda elbette ki nerede olursa olsun, hangi sektörde olursa olsun ilk tedbiri alması gereken jandarma ve doğal olarak polisimizdir. Burası da jandarma mıntıkası olması nedeniyle jandarma tedbir almaktadır. Bu şuna benzer; bir afetle karşılaşıyorsunuz, buraya neden AFAD geldi demek gibi. AFAD'ın görevi o, temel görevi budur. Orada da bir kamu güvenliği var, burada da jandarmanın, polisin kendi yetkinliği içinde bir durum olarak değerlendirmek gerekir. Tabi siyaseten bu tip tartışmalar yapılıyor, bende bugün gördüm ve üzülerek takip ettim. İlla ki birbirimize bir kabahat bulacaksak başka alanlarda bulabiliriz ama mesneti, dayanağı olmayan, kendi görev çerçevesi içinde olan meselelerde bu tip kabahatler bulmak, hele ki kendisini bu memleketin yetişmiş insanı olarak gören insanlar tarafından bu dönemde olmaması gerekir. Hepimizin acısı var. Burada kendim bir soruşturma memuru gibi herkesle teker teker konuşarak olayı hem kendi açımızdan aydınlatmaya, ki ilgili arkadaşlarımızda zaten bu konuda yetkinler. Bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz."
Bakan Soylu, "Ne kadar patlayıcı kaldı?" sorusunu, "Burada 2 türlü patlayıcı var, birincisi depolarda var olan patlayıcılar. Bu depolardaki var olan ve soğutulan patlayıcılar henüz oradalar. Esas orta noktada olan patlayıcılar ise bizim tahmini olarak 16,5 ton olarak söylediğimiz patlayıcının 15 tonu patlatılmıştı. İşte bugün en geç yarın tamamlayacaktık ama böyle bir kazayla karşılaştık. Diğer patlayıcılar ise oradaki depolardalar hala" diyerek cevapladı.
Bakan Soylu havai fişeklerin olay yerinde imha edilmesi görüşleriyle ilgili soruyu ise, "Bu kadar büyük patlayıcıların olduğu ve depoların bulunduğu bir alanda neyi nasıl ve ne şekilde imha edeceksiniz? Elbette ki herkesin kendine ait mesleki tecrübesi ya da bilimsel yetkinliği olabilir ama olayın yerini görmeden, etkisini ve nasıl cereyan edeceğini değerlendirmeden böyle bir takım dayanağı olmayan değerlendirmelerde ve en kötüsü ise kamuoyunu yanıltıcı bilgilerde bulunmak son derece yanlış. Burada eksik var mıdır? Elbette ki var. Eksik olduğu için aksaklık olduğu için zaten birtakım tedbirler alınıyor. Oradaki eksiklik ve aksaklıkları değerlendirecek olan adli ve idari soruşturmadır. Burada neden yerinde patlatılmadı, orada patlatılması lazımdı gibi dayanağı olmayan, nasıl patlatacaksınız? 1 tonu patlatacaksınız peki oradaki depolarda 70 ton 75 tonu nasıl patlatacaksınız? Orada da yapılan toplantı ve değerlendirmelerde başka yerde patlatılması konusunda bir ortak değerlendirme yerinde patlatılması konusunda getirilecek sakıncalar düşünülerek tespit edilmiştir. Bu tespit üzerine de bir adım atılmıştır." diye cevapladı.
DHA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adapazarı'nda 3 askerin şehit olduğu, 12 kişinin yaralandığı patlamayla ilgili olarak açıklamada bulundu. Bakan Soylu patlayıcı, yanıcı, üretim ruhsatı olan havai fişek fabrikasında patlama meydana geldiğini belirterek, "Geçen hafta Cuma günü Hendek ilçemizde bir patlayıcı, yanıcı, üretim ruhsatı olan bir havai fişek fabrikasında patlama meydana geldi. Acı kayıplarımız oldu. Onlara tekrar huzurunuzda Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılarımız vardı, onlara da şifalar diliyorum. Hemen akabinde bizde buradayken adli ve idari soruşturmalar başladı. Adli soruşturma sayın başsavcımızın koordinasyonunda, idari soruşturmalar hem Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın çalışması açısından, diğer taraftan da bu ruhsatları veren takip eden valiliğimiz açısından da bir taraftan Mülkiye Teftiş Kurulumuz tarafından başladı. Akabinde arkadaşlarımız geldi ve çalışmalarını burada gerçekleştirdiler." dedi.
Bakan Soylu patlamanın yaşandığı fabrikadaki patlayıcıların imhasıyla ilgili şu açıklamada bulundu:
"Tabi bu olayın akabinde hem orada var olan depolanmış, hem orada hazır durumda bulunan birtakım patlayıcılar var, onların oradan taşınması gereklidir. Bu konuda valimiz, başsavcımız, tüm yetkililer bir araya geldiler, her gün ortak koordinasyon yaptılar. Bu patlayıcıların orada taşınması ve bir yerde imha edilmesi hususunu karara bağladılar. Ardından özellikle bu konularda ülkemizde çok yetkin olan jandarmamıza bağlı patlayıcı maddeleri imha timlerimiz var bizim, kısa adı PAMİT, PAMİT'ler geldi, olay olduğu zaman da geldiler ve onlar bu hem naklin, hem imhanın, hem taşımanın bütün bu sürecini sayın savcılığımızın koordinatörlüğünde gerçekleştirmek üzere çalışmalarına başladılar. Yaklaşık 15 tonluk bir patlayıcıyı veya 16,5 tonluk bir patlayıcının taşınması hususunu değerlendirdiler ve ardından bugüne kadar 15 tonluk bir patlayıcıyı iki ayrı taşocağına taşınmaya başladı ve orada da imhası vardı. Niye ayrı taşocağı? Birisinde özellikle havai fişeklerle patlamasında ormana yakınlık söz konusu olduğu için diğer taşocağı da ormana biraz daha uzaklık söz konusu olduğu için bu konuda daha emniyetli daha güvenli olabileceği konusunda bir değerlendirme ortaya koydular. Maalesef bugün neredeyse bu söylediğim patlayıcıların bitmesine yakın müessif, bizi de çok üzen, memleketimizi de çok üzen bir olayla karşı karşıya kaldık. Orada 3 jandarma personelimiz, 2'si PAMİT timine mensup, birisi de orada güvenliği almakla görevli olan 3 jandarma personelimiz şehit oldular. Onlara Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. İlk etapta 12 yaralımız var idi ama bu 12 yaralıdan 3'ünün durumunun farklı olduğunu ifade etmiştim, birinin de ağır olduğunu söylemiştim. Şimdi hastanelerde 6 yaralımız kaldı. Biri aracı süren Hendek Belediyesi'nde çalışan şoförümüz, 2 de jandarma personelimiz de hafif, toplam 6 yaralımız hastanede tutuluyor. Onlara da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz" diye konuştu.
RUHSAT ASKIYA ALINDI
Bakan Soylu havi fişek fabrikasının ruhsatının askıya alındığını belirterek, alınan kararı şöyle açıkladı:
"Tabi Mülkiye Teftiş Kurulumuz da, aynı zamanda başsavcılığmız da kendi adli ve idari soruşturmalarını devam ettiriyorlar. Bugün öğleden sonra biz Mülkiye Teftiş Kurulunun en azından ilk etapta gördüklerini değerlendirmek üzere Ankara'da bir değerlendirmemiz olacaktı. Ama bu olay olunca ben de onlar da ardından buraya intikal ettiler. Ve olayda neler gördüklerini ilk etapta tespit ettiklerini benimle paylaşacaklardı. Bu patlama olduktan sonra da burada tekrar hep birlikte bir değerlendirme yaptık. Burada yaptığımız değerlendirme çerçevesinde bir kararı da kendi aramızda değerlendirdik. Özellikle can ve mal güvenliği açısından bu tip işletmelerin kurulumuna cevaz veren tüzük açısından neler yapılabileceğini yaptığımız değerlendirmelerde ortaya koyduk. Yaptığımız değerlendirmeler şunlardı: birincisi 87 yılında özellikle patlayıcı, yanıcı, depolama, üretim gibi oluşturulan bir tüzüğün çerçevesi içerisinde burada faaliyet gösteren havai fişek fabrikasından bahsediyoruz. Burada bu çerçevede Mülkiye Teftiş Kurulumuzun bulmuş olduğu birtakım değerlendirmeler var, bu değerlendirmeler teklif ediyorlar, diyorlar ki bunun çalışma izninin ilk önce askıya alınması, ardından da iptal edilmesi hususunu teklif ediyorlar. İkincisi ise buranın yani patlayıcı ve yanıcı üretim tesisi olarak imarda uygunluğunun ortadan kalkması hususu değerlendirildi. Onu da çevre ve Şehircilik Bakanımızla Sayın Murat Kurum bakanımızla hemen değerlendirdik, istişare ettik. Hem teftiş kurulunun teklif ettiği, valiliğin uhdesinde olan bu patlayıcı ve yanıcı, depolayıcı, üretim izninin olduğu çalışma izni askıya ardından iptalinin gerçekleştirilecek adımın atılması ve diğeri de imar planının o alan için resen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından değiştirilmesi hususu, bu değerlendirmeleri yaptıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza da bu değerlendirmeleri arz ettik. Ve o da talimatıyla ortaya çıkan değerlendirmelerin gereğinin yerine getirilmesi talimatını verdi. Bunun üzerine arkadaşlarımız gerekli çalışmaları yaptılar. Teftiş Kurulu kararı ve tavsiyesiyle Valiliğimizce önce ruhsat askıya alındı, ardından iptal işlemlerini gerçekleştirilecek. İkincisi ise yine Çevre ve Şehircilik Bakanımızın talimatıyla buranın imar izninin iptali gerçekleşmiş olacak. Son günlerde yaşadığımız, Sakarya'mızı, ülkemizi ve insanlarımızı üzen bu meselelerle ilgili hem adli hem idari çalışmalar neticesinde çıkan sonuçlara yönelik nereye vardığımızı ve nasıl sonuçlar aldığımızı kamuoyuna arz etmeyi de kendimize bir görev olarak addediyoruz."
'KİMİN EN UFAK BİR İHMALİ SÖZ KONUSUYSA HERKES BİLMELİDİR Kİ BUNUN GEREĞİ YERİNE GETİRİLECEKTİR'
İhmal varsa bunun gereğinin yerine getirileceğini ifade eden Bakan Soylu, "Elbette ki bizim için temel olan insanımızın güvenliğidir. Bunun için her türlü adımı atmak bizim temel sorumluluğumuzdur. Ayrıca başka bir sorumluluğumuz da var, hepimiz insanız ve canız. Bir kişinin tırnağına bir şey gelse dahi bu ülkeyi yönetenler olarak kendi yükümlülüklerimizin farkındayız. Bunun için buradan kamuoyumuza, Sakarya'mıza ve milletimize ifade etmek isteriz ki; burada kimin en ufak bir ihmali söz konusuysa herkes bilmelidir ki bunun gereği yerine getirilecektir. Var olan hadise canımızı yakmıştır ama tekerrürü bizi bambaşka bir sorumluluğun altına iter ki bu insan olarak da, yönetici olarak da bizim için de ülkemiz için de zor bir durum olur. Özellikle bu konuda ihmali olanlarla ilgili zaten özellikle tutuklama konusunda fabrika yöneticileri için gerekli kararları başsavcılığımız ve adalet mekanizmamız yerine getirmiştir ama diğer süreçlerde aynı şekilde devam edecektir." diye konuştu.
'PATLAYICI KONUSUNDA JANDARMA VE POLİS OLARAK EN İYİ NOKTADAYIZ'
Bakan Soylu havai fişeklerin neden jandarma tarafından taşındığı yönündeki soruyu şöyle cevapladı:
"Bu belirli bir çerçevede gerçekleştiriliyor. Buradaki temel mesele kamu güvenliğinin sağlanmasıdır. Burada hem jandarmamız hem polisimiz kolluk kuvvetimizdir ve temel görevleri ise kamu güvenliğinin tesis edilmesidir. Bu olaya özellikli olarak da başka bir bakış açısı var o da şudur; Buradan bunların muhafazasını, naklini yapmak üzere görevlendirilen kişiler, kurallar ve kanunlar çerçevesinde uzman kişilerdir. Bu da bizim kolluk kuvvetimizde vardır, muadili söz konusu değil. Başsavcılığımız koordinesinde yönetilen bir durumdur ve başından beri böyledir. Jandarma bölgesi olması nedeniyle jandarmadadır. Bizim de PAMİT timlerimiz var, patlayıcı konusunda jandarma ve polis olarak en iyi noktadayız ve bizden daha iyi bu işi yapabilecek, kamu güvenliği ve işin sağlığı açısından kimse yok. Biz mayınların sınır ötesi ve kendi sınırlarımızda temizlenmesi, Allah muhafaza tüm bomba olaylarında tedbir ve önlenmesi konusunda da hem emniyetimizin hem jandarmamızın kendine ait birimleri var ve bu konuda da yetkindirler. Böyle bir durumda elbette ki nerede olursa olsun, hangi sektörde olursa olsun ilk tedbiri alması gereken jandarma ve doğal olarak polisimizdir. Burası da jandarma mıntıkası olması nedeniyle jandarma tedbir almaktadır. Bu şuna benzer; bir afetle karşılaşıyorsunuz, buraya neden AFAD geldi demek gibi. AFAD'ın görevi o, temel görevi budur. Orada da bir kamu güvenliği var, burada da jandarmanın, polisin kendi yetkinliği içinde bir durum olarak değerlendirmek gerekir. Tabi siyaseten bu tip tartışmalar yapılıyor, bende bugün gördüm ve üzülerek takip ettim. İlla ki birbirimize bir kabahat bulacaksak başka alanlarda bulabiliriz ama mesneti, dayanağı olmayan, kendi görev çerçevesi içinde olan meselelerde bu tip kabahatler bulmak, hele ki kendisini bu memleketin yetişmiş insanı olarak gören insanlar tarafından bu dönemde olmaması gerekir. Hepimizin acısı var. Burada kendim bir soruşturma memuru gibi herkesle teker teker konuşarak olayı hem kendi açımızdan aydınlatmaya, ki ilgili arkadaşlarımızda zaten bu konuda yetkinler. Bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz."
Bakan Soylu, "Ne kadar patlayıcı kaldı?" sorusunu, "Burada 2 türlü patlayıcı var, birincisi depolarda var olan patlayıcılar. Bu depolardaki var olan ve soğutulan patlayıcılar henüz oradalar. Esas orta noktada olan patlayıcılar ise bizim tahmini olarak 16,5 ton olarak söylediğimiz patlayıcının 15 tonu patlatılmıştı. İşte bugün en geç yarın tamamlayacaktık ama böyle bir kazayla karşılaştık. Diğer patlayıcılar ise oradaki depolardalar hala" diyerek cevapladı.
Bakan Soylu havai fişeklerin olay yerinde imha edilmesi görüşleriyle ilgili soruyu ise, "Bu kadar büyük patlayıcıların olduğu ve depoların bulunduğu bir alanda neyi nasıl ve ne şekilde imha edeceksiniz? Elbette ki herkesin kendine ait mesleki tecrübesi ya da bilimsel yetkinliği olabilir ama olayın yerini görmeden, etkisini ve nasıl cereyan edeceğini değerlendirmeden böyle bir takım dayanağı olmayan değerlendirmelerde ve en kötüsü ise kamuoyunu yanıltıcı bilgilerde bulunmak son derece yanlış. Burada eksik var mıdır? Elbette ki var. Eksik olduğu için aksaklık olduğu için zaten birtakım tedbirler alınıyor. Oradaki eksiklik ve aksaklıkları değerlendirecek olan adli ve idari soruşturmadır. Burada neden yerinde patlatılmadı, orada patlatılması lazımdı gibi dayanağı olmayan, nasıl patlatacaksınız? 1 tonu patlatacaksınız peki oradaki depolarda 70 ton 75 tonu nasıl patlatacaksınız? Orada da yapılan toplantı ve değerlendirmelerde başka yerde patlatılması konusunda bir ortak değerlendirme yerinde patlatılması konusunda getirilecek sakıncalar düşünülerek tespit edilmiştir. Bu tespit üzerine de bir adım atılmıştır." diye cevapladı.
DHA
FACEBOOK YORUMLAR