Metan gazından ölen işçinin eşi: Çocuklarımın bir daha babaları olmayacak

AYDIN'ın Kuşadası ilçesinde 5 yıl önce kanalizasyon hattındaki altyapı çalışması sırasında metan gazından zehirlenip, yaşamını yitiren 2 görevliden Hasan Fıstıkçı'nın (50)...

Metan gazından ölen işçinin eşi: Çocuklarımın bir daha babaları olmayacak
19 Mart 2020 - 08:37 - Güncelleme: 19 Mart 2020 - 08:37
AYDIN'ın Kuşadası ilçesinde 5 yıl önce kanalizasyon hattındaki altyapı çalışması sırasında metan gazından zehirlenip, yaşamını yitiren 2 görevliden Hasan Fıstıkçı'nın (50) eşi Birgül Fıstıkçı (51), "Benim çocuklarımın bir daha hiçbir şekilde babaları olmayacak. Sorumlular, ne kadar ceza alsalar da karşılığı yok. Yaşadıklarımızı anlatacak cümle bulamıyorum" dedi. Fıstıkçı'nın kızı Zehra ise, "Sonuçta bir kaza yaşandı. Sorumlular var. Ancak, bu kişilerin sorumlu sıfatıyla bile değil, tanık olarak ifadeleri alınıyor. Bunun değişmesini ve hakkın yerini bulmasını istiyorum" dedi.
5 Ağustos 2015 tarihinde Atatürk Bulvarı üzerindeki kanalizasyon hattında altyapı çalışmasını sürdüren Aydın Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İşleri Daire Başkanlığı'nda (ASKİ) görevli Hasan Fıstıkçı ve İsmail Davas (39), indikleri kanalizasyon hattında metan gazından zehirlenerek, yaşamını yitirdi. Aynı kanalizasyon hattına inen 5 işçi de hastanelik oldu. Olayla ilgili soruşturma 5 yıl sonra tamamlandı. Savcılığın soruşturmasının ardından hazırlanan iddianame, Söke 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede ASKİ'de görevli mühendisler Mesut Semerci ve Sadık Çağlayan Gürdal hakkında, 'taksirle ölüme sebebiyet verme' suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istendi. İki mühendisin tutuksuz yargılanacağı davanın görülmesine 5 Mayıs'ta başlanacak.
'TAKVİMLER HEP 5 AĞUSTOS'U GÖSTERDİ'
Olayla ilgili hukuksal süreç başlarken, yaşamını yitiren iki işçinin yakınlarının acısı ise halen tazeliğini koruyor. Metan gazından zehirlenerek ölen işçilerden Hasan Fıstıkçı'nın eşi Birgül Fıstıkçı, "Eşim farklı işlerde çalıştıktan sonra 2003 yılında Kuşadası Belediyesi'nde altyapıda çalışmaya başladı. 2014 seçimleri sonrasında ise ASKİ'ye geçti. Farklı bir iş yapmayı hiçbir zaman düşünmedi. Başka iş teklifleri de geldi ama hepsini reddederek işini çok sevdiği için belediyede devam etti. Herkesin sevdiği ve bildiği işi yapması yönünde her zaman fikri vardı. Eşime şu an çok fazla bir şey bilmediği ithamlarında bulunuyorlar. Olay günü telefonla arandık ve eşimin kaza geçirdiği haberi verildi. O gün başka bir yerdeydik. Aklımıza da hiç kötü bir şey getirmedik, çünkü eşim işinin uzmanıydı. Bizim için o gün çok zordu. Halen o günü yaşıyorum. Bizim için takvimler hep 5 Ağustos'u gösteriyor. Belki bir yıl sonra 6 Ağustos'a geçebildik. Yetkilileri, bu konuda uyarmak istiyorum. Gerçekten ateş düştüğü yeri yakar. O söz çok dolu dolu bir sözmüş. Ben o gün bunu daha iyi anladım. O gün ateş bizi yaktı" dedi.
'MEZARLIĞA İHTARNAME YOLLASINLAR'
Hayatta olmayan biri hakkındaki suçlamaları kabullenemediğini belirten Fıstıkçı, "Olayın ardında benim 2, İsmail Davas'ın da 1 çocuğu babasız kaldı. 2 kadın da dul kaldı. Yetkililer bunu sitem olarak anlamasınlar, ama hiçbir şekilde bizim yaramızı sarmak için bir şey yapılmadı. Tek başımıza ayakta durmaya çalıştık. Beklerdim ki büyüklerimiz burada 2 kadının yanında olsunlar. Ama ona rağmen halen daha ölmüş bir kişinin kendisini savunamayacağını bile bile kalkıp 'Biz söyledik, şöyle dedik' diyerek ithamlarda bulunuyorlar. Söyledilerse bile 'Hayır, söylemediniz' diyemez. Bu durum beni o kadar çok öfkelendirdi ki, 'Mezarlığa ihtarname gönderin, alsın' dedim. Çünkü kendisini savunacak durumda değil. Bunlara çok üzülüyorum. Bunlar beni daha da çok yıpratıyor" diye konuştu.
'YAŞANAN ACI VE IZDIRAP ÇOK BÜYÜK'
"Ortada mutlaka suçlular var. Olmaması mümkün değil" diyen Fıstıkçı, şöyle devam etti:
"Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, bir kadın olarak kadınları en iyi anlayabilecek bir kişi. Bize daha fazla kol kanat germesini isterdim. Aradan 5 yıl geçti. 5 yıl içinde hiçbir şekilde arayıp, 'Bu ölen işçilerin çocuklar ne yaptı? Eğitimleri devam ediyor mu? Eşleri çalışıyor mu, iş bulabildiler mi? Bir şeye ihtiyaçları var mı?' diye soran olmadı. İnsan hayatını geri getirmeye hiçbir para yetmez. İlk başta ben sadece, sorumlular cezalandırılsın istedim. Hiç para konusunu düşünmemiştim. Yaşanan acı ve ıstırap çok büyük. Çocuklarımın bir daha hiçbir şekilde babaları olmayacak. Ne kadar ceza alsalar da karşılığı yok. Yaşadıklarımızı anlatacak cümle bulamıyorum. Hiçbir şey geriye gelmeyecek, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Adalete inanıyor ve güveniyoruz. Adaletin bizim için de tecelli edeceğine inanıyorum. İnşallah, suçlular cezalarını çeker."
'HAK YERİNİ BULSUN'
Fıstıkçı'nın 19 yaşındaki üniversite öğrencisi kızı Zehra Fıstıkçı da "Babam Belediyede alt yapıda amirdi. İşi iyi bilen biriydi. Babam olay yaşanmadan bir süre önce emekli olmak istemişti. Ancak, belediye yetkilileri Kuşadası'nın yaz sezonu bittikten sonra emekli edebileceklerini söyleyip, çalışmaya devam ettirdiler. Babam ve arkadaşlarını emekli etmediler. Babam, bir iş kazası geçirdi ve hayatını kaybetti. Ama yaşanan olaydan sonra babamın olayda sorumluluğu bulunan müdür ve amirleri halen farklı görevlerde çalışmaya devam ediyor. Şu an onların çalışmaması lazım. Sonuçta bir kaza yaşandı.  Sorumlular var. Ancak, bu kişilerin sorumlu sıfatıyla bile değil tanık olarak ifadeleri alınıyor. Bunun değişmesini ve hakkın yerini bulmasını istiyorum" dedi.
DHA

FACEBOOK YORUMLAR