Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy: Yılı yüzde 68 daralmayla kapatacağız
Bu yıl 4'üncü kez yapılan İstanbul Ekonomi Zirvesi'nin (İEZ) açılış konuşmasını yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Pandemi krizinden en çok etkilenen sektör turizm oldu. Ama krizinden sonra V çıkış, sayılarda yüzde 100'lük bir büyüme bekliyoruz. En hızlı daralan pazar turizm olmakla birlikte kriz sonrası en hızlı çıkan pazar yine turizm olacak. Yılı turist sayısında yüzde 70, gelirlerde ise yüzde 67-68 bandında bir daralmayla kapatacağız gibi gözüküyor" dedi.
Bu yıl 4'üncü kez İstanbul Ekonomi Zirvesi (İEZ), iş dünyası ve sivil toplum temsilcilerinin katılımıyla Çırağan Sarayı'nda gerçekleşti. Kalyon PV Ana Sponsorluğunda, 'Sürdürülebilir Kalkınma İçin Küresel Ekonominin Yeniden Dizayn Edilmesi' ana temasıyla düzenlenen zirvede Yeni Dünya Düzenine Geçiş, İklim Değişikliği ve Yenilenebilir Enerji, Turizmin Geleceği, Ekonomik Boyutu ve Havacılık, Toplum 5.0, Siber Savaşlar ve Yapay Zeka, Tarımda Sürdürülebilirlik ve Uluslararası Gıda Arz Güveliği ile COVID-19 Sonrası Sağlık Ekonomisinin Değişenleri gibi başlıklar ele alındı.
Zirveye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Devlet Eski Bakanı ve İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Başkanı Kürşad Tüzmen, İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer, Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, Kalyon Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve DEİK Enerji İş Konseyi Başkanı Haluk Kalyoncu katıldı.
PANDEMİDEN EN ÇOK OLUMSUZ ETKİLENEN SEKTÖR; TURİZM
Çırağan Sarayı'nda düzenlenen zirvenin açılış konuşmasını yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Türkiye'nin bu yıl için ciddi bir büyüme ile 58 milyon turist, 41 milyar dolarlık bir gelir hedefi vardı. Sezonun ilk 2 ayında ciddi bir rezervasyon alıyorduk, hedeflerin üzerinde bir yıl geçireceğimizin işaretlerini almaya başlamıştık. Dünyayla birlikte Türkiye'de pandemiden çok olumsuz etkilendi. En başta ulaşım, turizm, kültür gibi sektörler en çok etkilen sektörler oldu" diye konuştu.
KİŞİ SAYISI VE GELİRLERDE DARALMA OLDU
Türkiye'nin sektörle çok hızlı önlemler aldığını söyleyen Ersoy, "Dünya genelinde bizim rakip olarak gördüğümüz Avrupa'daki belli başlı turizm destinasyonlarının uluslararası ziyaretçi sayısında yüzde 80, gelirlerde ise yüzde 88'lik daralma olduğunu görüyoruz. Aldığımız önlemlerin başında güvenli turizm sertifikasyon programı geliyor, detaylı kriterler çalıştık. Dünyada ilk ve en detaylı uygulayan bir ülke olduk. Birçok ülke tarafından kopyalanmaya çalışıldı ama hiçbir zaman bizimki kadar düzenli, disiplinli bir şekilde uygulanamadı. İkinci olarak çok doğru bir tanıtım programı uyguladık bu ikisinin etkisiyle görece turist sayısında rakiplerimizin biraz altında yüzde 70 daralma, gelirlerde ise yüzde 67-68 bandında bir daralmayla yılı kapatacağız gibi gözüküyor" ifadelerini kullandı.
TURİZM GELİŞTİRME AJANSI KURULDU
Pandemiden sonra hikayenin baştan yazılacağını söyleyen Ersoy, "İnsanlar artık münferit seyahat edecek. Tur operatörleri paket tur yerine dinamik paket dediğimiz kişiye özel paketlemenin yapıldığı yeni ürünler satacak. Türkiye'nin turizm potansiyeli çok fazla, pandemi öncesinde turizm geliri yüksek olan ülkelerinde tamamında bulunan Turizm Geliştirme Ajansı'nı kurmayı başardık. Daha fazla ürün çeşitlemesi yapmalıyız, sürdürülebilir turizm için Türkiye'nin 81 iline turizmi yaymalıyız. Bize misafir sağlayan pazarların sayısını artırmalıyız. Turizm Geliştirme Ajansı burada devreye giriyor" dedi.
"PANDEMİ KRİZİNDEN SONRA V ÇIKIŞ BEKLİYORUZ"
Ersoy, "Türkiye gerekli olan altyapıyı pandemi krizinden önce hazırlamaya başlamıştı şimdi de devam ediyor. Krizden sonra V çıkış bekliyoruz, insanlar bunaldı. Krizi Asya bölgesi yavaş yavaş atlattığını görüyoruz. Turistik amaçlı seyahatlerde hızlı bir V çıkış öngörüyoruz. Sayılarda yüzde 100'lük bir büyüme bekliyoruz, Türkiye için yeterli mi değil ama bunu izleyen iler ki yıllarda hızlı büyümenin olacağını düşünüyoruz. En hızlı daralan pazar turizm olmakla birlikte kriz sonra en hızlı çıkan pazar yine turizm olacak" diye konuştu.
Turizm Geliştirme Ajansı ile tanıtım stratejisini tamamen değiştirdiklerini söyleyen Ersoy, "Türkiye tanıtımı için en üst teknolojiyi kullanıyor, dünyada en yoğun tanıtım yapan ülke oldu. Türkiye'nin geç kalmış pazardaki payını almak için hazırlıklarımızı yaptık.2021 yılında hızlı toparlanma yaşayacağız. Türkiye, gerekli altyapıyı tamamladı. Dünyanın en iyi havalimanları Türkiye'de. Sürdürülebilir turizm istiyorsak gerekli altyapıyı oluşturduk belirli bir üretim sürecine ihtiyacımız var. Sonunda da sürdürülebilir olması için turizmden elde edilen gelirlerin tabana yayılmasını sağlayacağız. Yani Antalya'da yaşayan insanların büyük bir çoğunluğunun direk veya dolaylı turizmden gelir almasını sağlayacağız. Turistin otelin dışında çıkıp alışveriş yapmasını sağlayacağız. Bir bölgede ne kadar çok kişi turizmden gelir elde ediyorsa o kadar turizm sürdürülebilir olur. Bölgedeki insanlar turizme sahip çıkar. Stratejiyi buna göre yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
TÜZMEN: SİYASETLE AŞILMAYAN SORUNLAR TİCARETLE AŞILIR
Eski devlet bakanlarından olan İEZ Yönetim Kurulu Başkanı Kürşad Tüzmen, tarihi bir yıl önceden belirlenen İstanbul Ekonomi Zirvesi ile AB Liderler Zirvesi'nin aynı dönemde gerçekleşmesinin anlamlı bir tesadüf olduğunu belirterek, "Çoğu NATO ülkesinin aynı zamanda AB üyesi olması bu toplantının önemini daha da artırıyor. Avrupa'da gerçekleşecek zirvede Türkiye'ye yönelik yaptırım kararları ile ilgili değerlendirmeler yapılıyor. Oysa biliyoruz ki son dönemde, özellikle Akdeniz'de yaşananlar çerçevesinde ülkemiz büyük haksızlıklara maruz bırakıldı. Diğer tarafta biz, bütün bu gelişmelerin ötesine bakarak, başta Yunanistan olmak üzere bu ülkelerle ticari ilişkilerimizi nasıl güçlendiririz, ticareti nasıl geliştiririz noktasında fikirler üretiyoruz. Çünkü siyasetin aşamadığı sorunları ticaretin aşabileceğine inanıyoruz. Uluslararası ilişkilerin doğru ve verimli bir rotada seyretmesinin en önemli koşulu ülkeler arasında ticaretin ekonomi ve toplum yönünden yararlı bir rotada seyretmesidir. Bizler burada, dördüncüsünü gerçekleştirdiğimiz İstanbul Ekonomi Zirvesi'nde; ülkemizin yaşadığı bunca haksızlığa ve Kovid-19 Salgınının olumsuz etkilerine rağmen Avrupa'ya ve tüm dünyaya "işimizdeyiz, gücümüzdeyiz" mesajını veriyoruz. Ülkelerle ticari faaliyetlerinizi geliştirmeye ve siyasi faaliyetleri kolaylaştıracak çözümler üretmeye gayret ediyoruz. Bizler, huzurlu bir Akdeniz, huzurlu bir Karadeniz, huzurlu bir Hazar istiyoruz. Ticaretin, taşımacılığın ve kültürlerin kucaklaştığı bu coğrafyada hep birlikte ticari faaliyetleri artırıp düşük gelir gruplarının ortadan kalkması için çalışalım istiyoruz. Geleceğin dünyasını ve ticaretini doğru okumak bu potansiyelin doğru kullanılması için çok önemli. Bu nedenle, 'Sürdürülebilir Kalkınma ve Ekonominin Yeniden Dizayn Edilmesi' gibi önemli bir temaya odaklandık. Toplamda 1 milyar dolar tutarında yatırım hacmi oluşturmayı hedefliyoruz" şeklinde konuştu.
GÜLLE: BÖLGESELLEŞME VE YAKINDAN TEDARİK HIZ KAZANDI
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de "İstanbul, ürettiği katma değerle, ekonomi ve ticaretin de şüphesiz başkenti konumundadır. Dünyada globalleşme eğilimi giderek azalırken, bölgeselleşme ve yakından tedarik eğilimleri hız kazanıyor. Tek seferde toplu ve büyük siparişler yerine, daha yakın bölgelerden, daha küçük hacimde ve parçalı siparişler giderek daha da tercih edilir hale geliyor. Bölgesel iş birliği ve yakın coğrafyadaki ülkelerle ilişkilerin oldukça önemli olduğu günler yaşıyoruz" dedi.
"2020 YILININ İLK 9 AYINDA, KÜRESEL TİCARET YÜZDE 9,4 DARALDI"
Gülle, "2020 yılının ilk 9 ayında, küresel ticaret yüzde 9,4 daralmış durumda. Birçok ülkenin ihracatı ise bu dönemde, çift haneli daralmayla karşı karşıya kaldı. Yılın ilk 9 ayında, Rusya'nın ihracatı yüzde 23, Fransa'nın ihracatı yüzde 19, Hindistan'ın ihracatı ise yüzde 18 daraldı. 2020'de küresel ticarette yıllık bazda daralmanın ise yüzde 8 dolayında olması beklenmekte. Küresel ekonomik büyüme tarafında ise, kuruluşların son güncellemeleri olumlu olsa da 2020'de küresel ekonominin yüzde 4-5 seviyesinde daralması kuvvetle muhtemeldir. Savaşların ticari, ablukaların ekonomik ve yaptırımların siyasi olduğu böylesi bir dönemde en büyük kalemiz ihracattır. İşte bu sebeple, 'ihracatla yükselen Türkiye' için kaybedecek bir dakikamız yok" diye konuştu.
OLPAK: TEDARİK ZİNCİRİNİ BOZMADAN AYAKTA KALABİLENLER KAZANDI
Pandemiyle bazı kavramların değiştiğini bazıların ise çıktığını ifade eden DEİK Başkanı Nail Olpak ise, "Bir ürün ya da hizmete ulaşabilmeyi, yakınlık ve uzaklık ile ifade ederdik şimdi ulaşılabilirlik diye başka bir kavram çıktı. Dijital teknolojiler ve yapay zekanın hayatımızdaki yeri düşündüğümüzden daha güç bir şekilde gündeme geldi. Bize sorulan soru kimler kazanacak? Ülke, sektör ya da firma bazında kazananları bilmiyoruz. Ama tedarik zincirini bozmadan ayakta kalabilenler ve muhataplarına güven duygusu verenler kazananlar olacak" ifadelerini kullandı.
Olpak, "Kalkınma sadece ekonomik bir büyüklük değil, ekonomik büyümenin yanı sıra insana, doğaya topluma bıraktığı olumlu etkilerin tümüne kalkınma diyoruz. Bu yüzden de geliri arttığı halde bunu adil bir şekilde paylaşmayan ya da paylaşamayan; çevreye ve diğer canlılara zarar veren, geliri gelecek nesillere aktaramayan bir yaklaşım içeren yapıların sürdürülebilir olması ve ekonomik kalkınmaya vesile olmaları mümkün değil" dedi.
DHA
FACEBOOK YORUMLAR