Cuma namazı kılınacak mı? Resmi açıklama geldi!

Koronavirüs tüm dünyada etkisini göstermeye devam ediyor. Türkiye'de de 1 kişide koronavirüs tespit edilmesi üzerine tedbirler artırıldı. Okulların tatil edilmesinin ardından “Cuma Namazı kılınacak mı?” sorusu da gündeme geldi. Konuyla ilgili resmi açıklamayı Diyanet İşleri Başkanlığı yaptı. Peki, Cuma namazı iptal edildi mi? İşte cevabı…

Cuma namazı kılınacak mı? Resmi açıklama geldi!
13 Mart 2020 - 09:53 - Güncelleme: 13 Mart 2020 - 09:57
CUMA NAMAZI KILINACAK MI?

Sosyal medyanın da gündeminde yer alan Cuma namazı iptal edilecek mi sorusuna Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yanıt geldi.

Yapılan açıklamada “Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde Cuma Namazı kıldıracak ve ‘’Tedbir Mümin’den Takdir Allah’tandır’’ başlıklı hutbe irad edecektir.” denildi.


Bu hafta Cuma hutbesi konusu ne? Diyanet Cuma hutbesi 13 Mart 2020 yayında!

13 Mart 2020 Cuma hutbesi Diyanet tarafından belirlendi. Müminlerin bir araya gelerek ibadet ettiği bu mübarek günde okunan Cuma hutbesi önemli mesajlar içeriyor. Kılınan Cuma namazının ardından okunan hutbede Çin'de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgınının işlendiği bu haftaki hutbede konuya ilişkin bilgilendirme ve tavsiyeler yer alıyor. Temizlik ve dikkat edilmesi gereken hususların altının çizildiği hutbede ‘Tedbir Mümin'den, takdir Allah'tandır' vurgusu yapılıyor. İşte bu haftanın Cuma hutbesi
Diyanet İşleri Başkanlığı 13 Mart Cuma hutbesini yayımladı. Cuma günü müminler için büyük öneme sahip bir gündür. Müslümanların bir araya gelerek Cuma namazı kıldığı bu mübarek günde camilerde hutbe okunur. Diyanet tarafından belirlenen Cuma hutbesi okunur ve ardından namaz kılınır. Vatandaşlar da bu haftaki hutbenin konusunu merak ediyor. Bu hafta, tüm dünyada etkili olan koronavirüs konusu gündeme alındı. İşte 13 Mart Cuma hutbesi…


TEDBİR MÜMİN’DEN TAKDİR ALLAH’TANDIR (13 MART CUMA HUTBESİ)

Muhterem Müslümanlar!

En hafifinden en ağırına kadar hastalık dünya imtihanlarından biridir. Tarih boyunca pek çok hastalık Allah’ın yardımı ve insanların gayretli araştırmaları ile tedavi edilmiştir. Bugün dünyanın dört bir köşesine yayılan Koronavirüs’ün de inşallah şifası bulunacaktır. Nitekim Resûl-i Ekrem’in buyurduğu gibi “Allah, cindirdiği her hastalığın muhakkak şifasını da vermiştir.”1 Bizlere düşen ise hastalığa yakalanmamak için tedbiri elden bırakmamaktır.

AZİZ MÜMİNLER!

Bu salgından korunmak için öncelikle beden, kıyafet, yiyecek ve çevre temizliğine dikkat edelim. Bulunduğumuz ortamı sık sık havalandıralım. Öksürdüğümüz ya da hapşırdığımız zaman tek kullanımlık mendillerle veya dirseğimizin iç kısmıyla ağzımızı kapatalım. Kalabalık ortamlardan uzak durmaya gayret edelim.

Özellikle lavabo, abdesthane, kapı kolu ve masa üstleri gibi el temasının yoğun olduğu alanları temiz tutalım. Ellerimizi her zamankinden daha fazla sabunla ve ovalayarak yıkayalım. Kirli ellerimizle ağzımıza, burnumuza ve gözümüze dokunmayalım. Camilerimizde ortak tespihleri kullanmak yerine parmaklarımızla ya da şahsi tespihimizle tesbihatımızı eda edelim.

Şayet yurt dışı seyahatinden dönmüşsek, on dört gün boyunca evimizden dışarı çıkmamaya özen gösterelim. Umre ziyaretinden dönenlerin de bu hususa dikkat etmesini ve ziyaretçi kabul etmemesini sağlayalım.

KIYMETLİ MÜSLÜMANLAR!

Bizler samimi ve sıcakkanlı bir milletiz. Dost ve arkadaşlarımızla musafaha eder, tokalaşır ve kucaklaşırız. Elbette bu davranışlar çok güzel ve değerlidir. Ancak bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu bu dönemde böyle uygulamalara ara vermek sorumluluğun ve tedbirin gereğidir. Bilhassa camilerimizde yaygın olan namaz sonrası musafaha uygulamasına ara verelim. Tokalaşmadan belli bir mesafeden birbirimize gönül selamı vererek hal hatır soralım.

Belli bir yaşın üzerinde olanlar Koronavirüs’den daha fazla etkilenmekte ve risk grubunda yer almaktadır. Dolayısıyla bu günlerde yaşlılarımız evlerinde istirahat etmeli ve kalabalık ortamlardan uzak durmalıdır.

DEĞERLİ MÜMİNLER!

Sağlık, Rabbimizin bize emanetidir. Mümine düşen, bu emanete sahip çıkmak, onu korumak için gayret göstermektir. Bu sayede Allah’ın yardımıyla huzura kavuşuruz. Dertlerimize deva, hastalıklarımıza şifa buluruz. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Hz. İbrahim (a.s) Rabbimizi şöyle anlatır: “O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir. O, beni yediren ve içirendir. Hastalandığımda bana şifa veren O’dur. Beni öldürecek ve sonra diriltecek olan da yine O’dur.”2

Öyleyse yaşadığımız salgın hastalık karşısında hem kendi sağlığımızı hem de çevremizdekileri korumak için tedbirli davranalım. Aksi halde kendi sağlığımız yanında başkalarının sağlığını da tehlikeye atacağımızı, bunun da kul hakkı olacağını unutmayalım.

Elbette Rabbimizin bir takdiri vardır. Mümine düşen ise tedbir almaktır. Mümin her haliyle mutedil ve dengelidir. Meseleyi hafife almadan, abartıp paniğe kapılmadan, soğukkanlılıkla, aklımızı ve bilgimizi kullanarak bu salgınla mücadele etmek hepimizin vazifesidir.

1-Buhârî, Tıb, 1.

2- Şuarâ, 26/78-81.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
 

FACEBOOK YORUMLAR