ABD'li arkeolog Love'ın ölümüyle tartışmalar yeniden gündeme geldi

 MUĞLA'nın Datça ilçesinde, yaklaşık 3 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olan Knidos Antik Kenti'nde, 1967-1977 yılları arasında kazı çalışmalarında bulunan ABD'li arkeolog...

ABD'li arkeolog Love'ın ölümüyle tartışmalar yeniden gündeme geldi
19 Nisan 2020 - 22:55 - Güncelleme: 19 Nisan 2020 - 22:55
MUĞLA'nın Datça ilçesinde, yaklaşık 3 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olan Knidos Antik Kenti'nde, 1967-1977 yılları arasında kazı çalışmalarında bulunan ABD'li arkeolog Iris Cornelia Love'ın (87) hayatını kaybetmesinin ardından konuşan Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Öğretim Üyesi Başkanı Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı, "Doğa, tarih ve kültür varlıklarına verdiği zararlar arkeoloji bilimi adına utanç vericidir" dedi.
Amerika Birleşik Devletleri Long Island Üniversitesi adına Datça'da yaptığı kazılar sırasında, Knidos Antik Kenti'ndeki tarihi eserleri tahrip edip, çaldığı söylentileriyle bilinen Love'ın hayatını kaybetmesinin ardından tartışmalar yeniden gündeme geldi.  Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Öğretim Üyesi Başkanı Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı, iddialara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Knidos kazı ve restorasyon Başkanı Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı, Knidos Antik Kenti'nde Iris Cornelia Love'in yaptığı kazılar sırasında, bilimsel ve etik anlamda tasvip edilmemesi gereken çok ağır uygulamaların söz konusu olduğunu söyledi.
'HARFİYATIN DENİZE DÖKÜLMESİNİN AFFEDİLİR HİÇ BİR YANI YOK'
Prof. Dr. Doksanaltı, "Kültür varlıklarına, tahribata yönelik uygulamaları var. Kendisi her ne kadar arkeolog da olsa, hiçbir arkeolog onun gibi çalışmaz. Ne yazık ki, o yıllarda bu tahribatlar meydana gelmiş. Love'ın, Knidos Antik Kenti'ne verdiği en büyük zarar; kazılarında materyal, malzeme ve eser bulmaya yönelik olarak çalışmış olmasıdır. Kesin olan şu ki, her yeri delik deşik edercesine kazmış. Bu kazılar sırasında yaptığı en büyük katliam ise, çıkan hafriyatın denize dökülmesidir. Bunun affedilir hiçbir yanı yok" ifadelerini kullandı.
'ARKEOLOJİ BİLİMİ ADINA UTANÇ VERİCİDİR'
Irıs Love'ın yaptığı çalışmaları sırasında önemli tahribatlara yol açtığının altını çizen Prof. Dr. Doksanaltı, "Yapılan kazılar sırasında ortaya çıkan hafriyat, küçük limana dökülerek adeta bataklığa dönüştürülmüş. Bu nedenle ne yazık ki küçük liman kullanılamayacak hale getirilmiş, deniz seviyesi düşmüş ve içeriye teknelerin bile girmesi imkânsız hale getirilmiş. Tarihi limanın arkeolog eliyle bu hale getirilmesi çok üzücüdür. Sadece bununla da kalınmamış. Yuvarlak tapınağın kazılarında ortaya çıkan hafriyat da aynı şekilde metrelerce yükseklikten denize dökülmüş. Bu şekilde bir çalışma kendisine hem zaman kazandırmış hem de paradan tasarruf etmiş. Biz niye yapmıyoruz? Dünyanın parasını harcayıp, şehrin dışındaki uygun alanlara kamyon kamyon hafriyat taşıyoruz. Kısacası, Iris Love'in burada yaptığı kazı çalışmaları arkeoloji bilimine aykırı olduğu gibi, doğa, tarih ve kültür varlığı tahribatına yol açmıştır. Doğa, tarih ve kültür varlıklarına verdiği zararlar arkeoloji bilimi adına utanç vericidir" dedi.
'İDDİALARA YÖNELİK CİDDİ KANIT YOK'
Eserlerin kaçırıldığına ilişkin ortaya atılan bir takım iddialar ile ilgili elde kanıtlanmış bulguların olmadığını ifade eden Doksanaltı, "Ben bu konuya pek ihtimal vermiyorum. Çünkü bu konuda daha önce yöreden birçok kişiyle görüştüm, konuştum. Kaçırıldığını söyledikleri eserlerin birçoğu Bodrum Müzesi'nde bulunuyor. Kaçırılma olaylarına pek itibar etmiyorum. Hatta altından heykeller çalındığı iddia edenler bile oldu. Peki nerede bu altından heykeller? Bunlar yanıtı olmayan iddialar ve inandırıcı da değil. Ancak ben bir bilim adamı olarak oldu diyemem. Çünkü elde herhangi bir maddi kanıt yok" diye konuştu.
DHA

FACEBOOK YORUMLAR